top of page
  • Yazarın fotoğrafıZerrin İrem Akbay

Röportaj: Sanatçı Güneş Aytemur

Her yeni eserle kendimi keşfetmeye, içimdeki Güneş’i bulmaya çalışıyorum.

Güneş Aytemur

DON'T FORGET MY TOYS

160X160

Kanvas Üzerine Akrilik


Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? Sizi biraz tanıyalım. Güneş Aytemur Kimdir?

27 yaşındayım, İstanbul’da yaşıyorum. Resim, müzik ve sinema üçgeninde hayatımı sürdürüyorum. Eğitim hayatım boyunca ve sonrasında, sürekli üreterek ve kendimi arayarak geçirdiğim bu süreç sonunda, işte buradayım. Resimlerimde hislerimi ve içsel yolculuklarımı tuvale yansıtıyorum. Müzik ise, duygularımı notalarla ifade edebilmenin bir yolu. Sanat, varoluşumun merkezinde yer alıyor. Her yeni eserle kendimi keşfetmeye, içimdeki Güneş’i bulmaya çalışıyorum.


Bu disiplinlerin birbirini beslemesi, yaratıcılığımın en önemli kaynağı. Müzik, resimlerimdeki ritmi belirlerken, resim de müziğimdeki renkleri şekillendiriyor. Bazen bu birleşim, kafamda bir filme dönüşüyor; bazen sadece benim izleyebildiğim, bazen de başkalarına izletebildiğim bir film.


Sanat yolculuğumda, hem teknik hem de duygusal anlamda gelişimi önemsiyorum. İzleyiciyle kurduğum bağ ve eserlerimle kurulan duygusal bağlantı benim için çok değerli. Sanatın, insanları birleştiren bir güç olduğuna inanıyorum.


Sanat anlayışınız nedir?

Sanat anlayışım, çeşitli kültürel perspektiflerden beslenen ve insanı, doğayı, yaşamı derinden kavramayı amaçlayan bir yaklaşım. Benim için sanat, korkusuzca kendim olmanın ve içsel dünyamı yansıtmanın bir yolu. Sanat, sadece bireysel bir ifade değil, aynı zamanda evrensel bir dil; insanlık halleriyle yüzleşirken, ben ve izleyiciler arasında güçlü bir bağ kuruyor. Her eserim, bu bağın bir parçası olarak, insan ruhunun çeşitliliğini ve derinliğini keşfetme arayışımın bir yansıması. 


Yaratıcılığınızı tetikleyen kaynaklar neler?

Yaratıcılığımı tetikleyen kaynaklar oldukça geniş bir yelpazeyi kapsıyor. İlk olarak, yaşamın kendisinden ilham alıyorum. Kitaplar, filmler, müzikler, kimi zaman kısa, kimi zaman uzun sohbetler, sergiler ve hayaller en çok tetikleyen unsurlar arasında. Sevdiğim akımlar, insan doğası ve varoluşsal analizler derin düşüncelere dalmama ilham veriyor. Müzik ve sinema, estetik anlayışımı ve duygusal derinliğimi şekillendirirken; insan ilişkileri, aşk, mutluluk ve umut gibi temalar yaratıcı sürecimde önemli bir rol oynuyor. Bu unsurların hepsi, sanatımı oluştururken bana ilham veriyor.


Çalışmalarınıza başlamadan önce arka planda nelere dikkat ediyorsunuz? 

Resimlerime başlamadan önce, içimden geçen düşünceleri dinlemeye çalışırım. Her şeyin akışını durdurduğum, anın içine tamamen daldığım bir hazırlık süreci bu. Fırçamın tuvale dokunmadan önce, içimde biriken hisleri, düşünceleri ve yaşamın karmaşıklığını çözmeye çalışırım. Çünkü resim benim için sadece görsel bir ifade değil, aynı zamanda ruhun derinliklerinde bir yolculuk. Bu yolculukta her fırça darbesi, içsel bir yankının dışavurumudur. Arka planda dikkat ettiğim şey, bu yankının saf ve bozulmamış bir şekilde ortaya çıkmasına izin vermektir. Bu yüzden, resim yapmadan önce kendimi sessizliğin kollarına bırakırım, düşüncelerimin özgürce akmasına izin veririm. Ancak bu şekilde, gerçekten içten ve samimi bir sanat eseri yaratabileceğime inanıyorum.


Çok yönlü olduğunuzu biliyorum. Film yapımcılığı ve müzikle de ilgileniyorsunuz değil mi? Detayları sizden dinlemek isterim.

Evet, film yapımcılığı ve müzikle de ilgileniyorum. Hatta ilk eserlerimi bu dallarda üretmeye başladım diyebilirim. Her iki alan da bana farklı ifadeler sunuyor. Film, hikayeleri görsel bir anlatımla canlandırmak; müzik ise duygularımı notalarla ifade etmek için bir yol. Sanatın bu farklı dalları, birbirini besleyen ve tamamlayan unsurlar gibi. Bir hikaye anlatırken bazen bir resimden ilham alırım, bazen de bir müzik parçası bana film sahneleri yaratma fikri verir. Bu disiplinler arasında geçiş yapmak, yaratıcılığımı besleyen ve beni sürekli yeni yollar keşfetmeye teşvik eden bir süreç.


Sinema sektörüne ilk adımınızı nasıl attınız, her şey nasıl başladı? Bu süreç nasıl ilerledi? 

Sinema sektörüne ilk olarak yardımcı yönetmenlik yaparak başladım, ancak kendi yazdığım bağımsız projeleri de aynı anda ilerletmek istiyordum. İkisini aynı anda yürütmenin zorlukları ve içsel çelişkiler nedeniyle, yapmak istediklerimi ve istemediklerimi net bir şekilde ayırdım. Sinemaya hiç ticari kaygılarla yaklaşmadım; bu şekilde çalışanlara saygım sonsuz ve onları severek takip ediyorum. Ancak benim sinemaya yaklaşımım, kafamın içindeki dünyayı sergileyebilmek. Halen üzerine çalıştığım ve zihnimde açık bir sekme olarak kalan bu projeyle inzivadayım ve ön hazırlıklarımı sürdürüyorum."


Eserleriniz arasında sizin için önemli bir yere sahip olan var mı? Varsa hangisi?

Her bir eserimle ayrı vakit geçirip ve duygusal alışverişte olduğum için hepsi bana önemli geliyor. Ama benim için bazı eserleri sıralayacak olursam: Lucky Teddy Bear, Golden Teeth, I Must Be Stronger Than Myself, Broken Club, Skull & Cigarettes. 


Güneş Aytemur

I Must Be Stronger Than Myself

140 x 95 cm

Ahşap Panel Üzerine Akrilik


Güneş Aytemur

BROKEN CLUB

180 x 120

Kanvas üzerine akrilik


Bundan sonraki planlarınız neler?

Gelecek planlarımda, sinema, müzik ve resim alanlarında daha derin ve anlamlı projeler geliştirmeyi hedefliyorum. Sinema alanında, farklı deneyimleri ve hikayelerimi keşfetmeye yönelik projelere odaklanmak, belgesel ve kısa film gibi formatlarda eserler üretmek istiyorum. Resimde ise, yeni teknikler ve malzemeler kullanarak, multidisipliner bir sergi hazırlamayı ve sanatın çeşitli dallarını bir araya getirerek izleyicilere bütünsel bir sanat deneyimi sunmayı amaçlıyorum. Tüm bu çalışmalarla, sanatımın sınırlarını genişletmeyi ve yeni ifade biçimlerini keşfetmeyi hedefliyorum. Yenilikler ve aniden kafamda yanan ampulle beraber her an planlarımı ve üreteceğim eserleri değiştirebilir.


Eklemek istedikleriniz, 

Sanat yolculuğumda bugüne kadar yanımda olan değerli koleksiyonerlerime ve çeşitli alanlardaki çalışmalarımı takip eden sanatsever dostlarıma teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Sanatın, paylaşıldıkça büyüyen bir varlık olduğunu düşünüyorum; bu düşünce hayat için de geçerli. Ayrıca, bu yıl sonunda ilk solo sergimi gerçekleştireceğimi duyurmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Serginin detaylarını ve diğer gelişmeleri ilerleyen zamanlarda Instagram üzerinden paylaşacağım. Son olarak tabii ki ZİA ONLINE Dergi’sine ve tüm ekibe bana dergide yer verdikleri için teşekkür ederim. Sanat dolu anlarda ve yeni keşiflerde yeniden karşılaşmak üzere.


Güneş Aytemur

Lucky Teddy Bear

200x200

Kanvas Üzerine Akrilik ve Yağlı Boya


Sanatçı

Güneş AYTEMUR @gunescanvas



Comments


ZİA ONLINE -PNG.png

 Tüm hakları saklıdır © 2021 ZİA ONLINE

  • Facebook
  • LinkedIn
  • Instagram
  • X
bottom of page