top of page
  • Yazarın fotoğrafıZerrin İrem Akbay

Röportaj : Ece Antakyalı 

Merhaba Ece ilk olarak kendinden bize biraz bahsetmeni isterim. Ece

Antakyalı kimdir?

1997 yılında Ankara’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Ankara ve İstanbul’da tamamladım. Pera Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro bölümünden mezun olduktan sonra Üniversite Lisans eğitimimi Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi bölümünde tamamladım. 

Bir Atölye ortamında büyümem bugünkü hayatımın oluşmasındaki en büyük etkenlerden biriydi. Sanat ortamı her zaman vazgeçilmezimdir.



Profesyonel çalışmaların adına ilk adımını attığın ’20. Yüzyıldan 21.

Yüzyıla Harun Antakyalı’ adlı retrospektif sergisinin etkileri hala devam

ediyor. Sergi hakkında neler söylemek istersin?

Babama retrospektif bir sergi kurma fikri zaten üniversite yıllarımda hep aklımdaydı. Başlarda bu fikirden babama bahsetmeye çekindim çünkü böyle bir sergiyi kurmanın donanımlı bir birikim, bir o kadar da deneyim gerektirdiğinin farkındaydım. 30 yılı aşkın bir emek ve üretim sürecini kapsayan böyle bir sergiyi küratöryel anlamda sunuma hazırlamanın sorumluluğunun da bilincindeydim.  

Bu da çok zor bir süreci sırtlayacağınız anlamına geliyor. Babama bu fikirden bahsetmeye gittiğimde zaten bütün planlarım hazırdı. Karşısına hazırlıksız çıkamazdım. Kabul ettirdiğimde ise serginin hazırlık süreci başlamış oldu. 

Bu sergi benim için çok anlamlı. Profesyonelliğinin yanı sıra, büyük bir de duygusallık taşıyor. Benden yaşlı işler sergileniyor düşünsenize. 1992’den 2023’e kadar olan büyük bir seçki var. (165 eser) Sergilenenler arasında benim için en ama en değerlisi ise ben doğmadan 8 gün önce yapılan bir resim. Resmin üzerinde ‘Kızım stüdyoma geldi’ yazıyor ve bugün o resmin sergilendiği serginin küratörlüğünü ben yapıyorum. Anlatılamaz bir duygu bu.


Harun Antakyalı -Aile Koleksiyonu Tuval üzerine akrilik 100x100 cm | 1997


Peki baba - kız ilişkiniz sergi sürecinde nasıl bir role büründü? Avantaj

ve dezavantajları ne oldu?

Serginin sanatçısı her ne kadar babam olsa da onun sanatçı kimliğinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Söz konusu iş olduğunda baba-kız ilişkisi yok olur. En azından bizde öyle oldu. Çünkü biz ele aldığımız her fikre ve işe profesyonel bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Ben Harun Antakyalı’nın atölyesini temsilen gittiğim her görüşmede aynı şeyi söylemişimdir: ‘Kızı olarak burada bulunmuyorum. Sanatçıyı temsilen buradayım.’  

Benim için bu esnada sahip olduğum en büyük avantaj sanatçıyı ve bütün süreçlerini çok iyi tanıyor olmam. Dolayısıyla benden başkası Harun Antakyalı’ya retrospektif bir sergi yapmaya cesaret edebilir miydi? Sanmıyorum. Eserlerin, özellikle eski dönem eserlerin korunma ve muhafazasına inanılmaz bir özen gösterildi. Bir müze algısıyla eserler sadece sergilenmedi aynı zamanda satışa çıkarıldı. Bir başkası böylesi bir sergi düzenlemek isteseydi geçmiş alıcılarla iletişime geçmesi gerekirdi. Resimlerin hepsi zaten benim elimdeydi. Bu da bir avantaj. 

Dezavantajına gelirsek, Harun babam fakat Harun Antakyalı zor adam. Ne Harun’da ne Harun Antakyalı’da torpil işlemez. Onun karşısına donanımlı çıkmak zorundasınız. Bulunduğu yere tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş, bağımsız bir isimden söz ediyoruz. Başarıyı ne kadar takdir ediyorsa, altı boş hevesleri de yerle yeksan edecek biridir. 


Ülkemizin değerli sanatçısı, ressam Harun Antakyalı’nın baban olması

hayallerini oluşturmada büyük ve önemli bir yere sahip. Bize biraz daha

hayallerinden bahseder misin? Bundan sonra seni hangi alanda göreceğiz?

İnsan hayatını hayallerinin yönlendirdiğine inanırım.

Harun Antakyalı’nın bir sözü vardır. ‘Hayal kurmaktan çekinmeyin. Hayallerinizin peşinden koşun. Bu koşuda hayallerinizin yanından da hızla geçeceksinizdir. Onlara dokunmayın. Kırılgandırlar. Bırakın, arkanızda kalsınlar.’

Bu sözden çıkışla; hayal kurmanın, hedefe doğru koşmanın bilinci ile büyüyorsunuz. Düşünebiliyor musunuz, bu sözü babasını 9 yaşında kaybetmiş bir çocuk söylüyor ve bu benim babam. 

Bundan sonra yapacaklarımın ipuçlarını bu sergi ile insanlara gösterdiğime inanıyorum. Sergi kataloğu için yazdığım sunu yazısını direkt sergi salonunun duvarına istemesi bence onun bana el vermesiydi. 


Yakında başka projelerin var mı?

Taslak aşamasında kafamda o kadar çok proje var ki. Daha gencim, enerjim var. Bu sergi sürecinin son beş ayı çok yoğun çalışmama neden oldu. Ufak bir dinlenme süreci sonrası zihnimi resetleyip yeni projelerim için çalışmaya devam edeceğim. 

Bundan sonraki hayallerime dayalı ufak planlarımı gizli tutma taraftarıyım. Benimle birlikte izleyeceksiniz diyebilirim.


Comments


ZİA ONLINE -PNG.png

 Tüm hakları saklıdır © 2021 ZİA ONLINE

  • Facebook
  • LinkedIn
  • Instagram
  • X
bottom of page