Yaz mevsimiyle vedalaşırken alınan kiloları da uğurlamanın tam zamanı… Sonbahar mevsiminde beslenme alışkanlıklarımıza çeki düzen vermeye kararlıyız.
Aklımızdaki soruları Diyetisyen Hatice Nur Ege’ye yönelttik ZİA ONLINE okurları için yanıtladı.
Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? Hatice Nur Ege kimdir?
2016 yılında Lefke Avrupa Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümünü kazanarak 2020 yılında yüksek şeref öğrencisi olarak mezun oldum. Mezun olduktan sonra İzmir’de yaklaşık bir yıl çalıştıktan sonra yaşadığım yerdeki insanlara hizmet vermek amacıyla Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde ilk kliniğimi açtım. Daha sonra hayalim olan ikinci şubem Manisa merkezde bulunan kliniğimi açarak iki kliniğimde hizmet vermeye başladım. Amacım klasikleşmiş olan diyetisyenliği kırmak, insanlık adına kalıcı bilgiler, araştırmalar bırakabilmek ve sağlıklı beslenmeyi öğrenmek isteyenlere bu yolda eşlik etmek.
Uzmanlık alanlarınızdan bahseder misiniz?
Eğitim kurumlarında Eğitimci Diyetisyen olarak
Araştırma kurumlarında Araştırmacı Diyetisyen olarak
Hastanelerde Klinik Diyetisyen olarak
Diyabet Diyetisyenliği, Renal Diyetisyenlik, Onkoloji Diyetisyenliği, Enteral- Parenteral Ünite Diyetisyenliği, Poliklinik Diyetisyenliği, emziren ve yaşlı beslenmesi.
Toplum Sağlığı Diyetisyeni olarak Besin Endüstrisinde ürün danışmanı olarak
Sağlık Kulüpleri, fitness merkezleri vb yerlerde danışman olarak
Sporla uğraşan kişi ve gruplara beslenme danışmanı (Spor Diyetisyeni) olarak
Futbol, Basketbol, Voleybol, Güreş vb sporları yapan çocuk ve erişkin sporcuların bireysel beslenme planlarını yaparak ve spor catering işinde yönetici olarak
Gazete, dergi yazarlığı, radyo, TV gibi medya programlarında danışman olarak çalışabilmekteyim. Ama ben Özel Beslenme danışanı olarak kendi kliniğimde hizmet vermekteyim.
Mesleğinizin sevdiğiniz yönleri nelerdir?
Mesleğimdeki sevdiğim yönlerden bazıları, insanlara sağlıklı yaşam tarzları konusunda rehberlik ederek hayatlarını olumlu yönde etkileyebilmek, bireysel ihtiyaçlarına uygun beslenme planları oluşturarak kişisel hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak ve sağlıkla ilgili sorunları ele alarak çözüm üretebilmektir. Aynı zamanda beslenme alanındaki sürekli gelişen bilimsel araştırmaları takip ederek bilgilerimi güncellemek ve bunları pratiğe dökerek insanlara faydalı olmak da benim için oldukça tatmin edici bir yön. Diyetisyenlik, insanlarla yakın ilişki kurma ve onların hayat kalitesini artırma fırsatı sunan bir meslek olduğundan, insanlarla iletişim kurma yeteneğimi geliştirme imkanı da sunuyor. Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde mesleğimi her gün heyecanla yapmamı sağlayan özellikler olarak öne çıkıyor.
Online diyette verimli sonuçlar elde ediyor musunuz? Yüz yüze danışmanlık daha mı iyi?
Her iki şekilde de danışanlarımla görüşmekten memnunum. Onların açısından baktığımda ne kadar uzak mesafede olursak olalım 7/24 iletişim halinde olabiliyoruz. Onlar evinin konforunda oluyor esnek zamanımız oluyor zaman açısından da iş yerinde bile görüşebiliyoruz. Yüz yüze de de aynı şekilde her an her şekilde görüşebiliyoruz. Ama onlarla tabi ki yüz yüze gelip konuşup planlamalar yapmak da çok güzel. Her iki yönüyle de hep yanlarındayım motivasyonumuz asla eksilmiyor.
Kısa sürede çok kilo vermek mümkün mü?
Olabilir, diyete uyarsak, kaçamaklar yapmazsak, aktif olursak yeterli yürüyüş, sporumuzu yaparsak herhangi bir kronik hastalığımız da yoksa verilebilir.
Peki doğru ve dengeli beslenme nedir? Günde kaç öğün beslenmeliyiz?
Doğru ve dengeli beslenme, vücudunuzun sağlıklı bir şekilde çalışması için ihtiyaç duyduğu besin öğelerini doğru miktarlarda almayı içerir. Bu, çeşitli besin gruplarından gelen proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler, mineraller ve lifi içerir.
Beslenme sıklığı konusunda ise herkesin ihtiyaçları farklı olabilir. Genel olarak, gün içinde 3 ana öğün (kahvaltı, öğle ve akşam yemeği) ve acıkma durumunda ara öğün (ara öğünler sağlıklı atıştırmalıklar olabilir) tercih edilebilir. Önemli olan, aç kalmadan vücudunuzu düzenli aralıklarla yaklaşık 3-4 saatte bir beslemektir. Her bireyin yaşam tarzına, aktivite seviyesine ve özel gereksinimlerine göre beslenme düzeni değişir. Bu yüzden herkes böyle beslenmeli diyemem. Diyet listesi kişiye özeldir.
1 ayda maksimum kaç kilo verilmesi sağlık açısından uygun?
Bu tamamen insanın kendisiyle alakalıdır. Metabolizmasına yaşına fiziksel aktivite düzeyine bağlıdır. Yani herkes de farklılık gösterebileceği için net bir şey söylemek sağlıklı olmaz.
Gıda takviyeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce kullanılmalı mı?
Ben gıda takviyelerini uygun bulmuyorum, önermiyorum da. Neden her şeyin doğalını organiğini tüketmek varken dışarıdan kimyasal alalım vücudumuza? Her zaman doğallıktan yanayım. İlaçlardan alacağımız tüm takviyeleri doğadan alabileceğimize inanıyorum.
Son dönemde karşımıza sık olarak çıkan ‘Aralıklı Oruç’ hakkındaki düşünceleriniz neler? Siz de danışanlarınıza uyguluyor musunuz?
Aralıklı Oruç, son dönemde popülerlik kazanmış bir beslenme yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda, belirli bir süre boyunca yemek yeme ve açlık periyotları arasında döngüler oluşturulur. Örneğin, 16 saatlik açlık periyotlarından sonra 8 saatlik bir yemek yeme penceresi oluşturulabilir. Aralıklı oruç, kilo kaybı, metabolizma iyileşmesi ve bazı sağlık faydaları ile ilişkilidir.
Evet ben de danışanlarıma uyguluyorum. Bu beslenme planımızdan çok güzel verimler alan çok fazla danışanım var.
Mevsim değişikliklerinin metabolizmamıza etkileri nelerdir?
Mevsim değişiklikleri, çevresel faktörlerin ve iklim koşullarının değiştiği zamanlarda ortaya çıkar. Bu değişiklikler, insan metabolizması üzerinde çeşitli etkilere sahip olabilir. Mevsim değişikliklerinin metabolizma üzerindeki etkileri karmaşıktır ve bireyden bireye değişebilir. Her bireyin metabolizması farklıdır ve mevsim değişikliklerinin etkileri de bu farklılıklara bağlı olarak değişir. Bu nedenle, mevsim değişikliklerine göre beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarını ayarlamak önemlidir. Mesela;
1-Hava sıcaklığı ve enerji harcaması hava sıcakken daha fazla enerji kaybederiz soğukta ise daha az.
2-İştahımız değişebilir. Kış aylarında daha ağır yağlı yiyecekler tüketebiliyorken yazın tam tersi daha hafif beslenmek isteriz.
3-D vitamini üretimi güneş ışığına maruz kalma miktarı yine mevsimlere göre değişiklik gösterir.
4- Hormon düzeylerini etkileyebilir. Örneğin kış aylarında daha uzun ve karanlık süreler nedeniyle melatonin üretimi artabilir, bu da uyku düzenini etkileyebilir.
Sonbaharda hangi besin gruplarına ağırlık vermeliyiz, neden?
Sonbahar mevsimi, meyve ve sebzelerin çeşitlilik kazandığı bir dönemdir. Bu dönemde beslenme alışkanlıklarınızı mevsimin getirdiği besinlere göre ayarlamak, vücudunuzun ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı olabilir.
Renkli Sebzeler: Havuç, balkabağı, tatlı patates, ıspanak, pazı gibi renkli sebzeler, beta-karoten gibi besin maddeleri açısından zengindir. Bu maddeler bağışıklık sistemini destekler ve göz sağlığını korur.
Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler: Ispanak, lahana, marul gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, demir, kalsiyum ve folik asit gibi önemli besin maddeleri içerir. Bu sebzeler, enerji seviyelerini artırabilir ve kemik sağlığını destekleyebilir.
Kabak Çeşitleri: Balkabağı, kabak, kabak çekirdeği gibi besinler sonbaharın vazgeçilmezlerindendir. Yüksek lif içerikleriyle sindirimi destekler ve kalp sağlığını olumlu etkileyebilir.
Meyveler: Elma, armut, üzüm, nar gibi meyveler sonbaharın taze ve lezzetli seçeneklerindendir. Bu meyveler, lif, C vitamini ve antioksidanlar bakımından zengindir. Bağışıklık sistemini güçlendirebilirler.
Kuru Yemişler: Ceviz, badem, fındık gibi kuru yemişler sağlıklı yağlar, protein ve lif içerir. Ara öğünlerde veya atıştırmalıklarda tercih ederek tokluk hissinizi destekleyebilirler.
Tam Tahıllar: Kepekli ekmekler, esmer pirinç gibi tam tahıllar, enerji sağlama konusunda yardımcı olabilir ve lif içeriğiyle sindirim sağlığını destekleyebilir.
Sonbaharda bu besin gruplarına ağırlık vermek, mevsimin getirdiği besinlerin sağladığı vitamin, mineral ve diğer besin maddelerinden en iyi şekilde faydalanmanıza yardımcı olabilir. Dengeli ve çeşitli bir beslenme, sağlığınızı desteklemek için önemlidir.
Son olarak ZİA ONLINE okurlarına sonbahar detoks tüyosu verebilir misiniz?
Yeşil Güç
Malzemeler
• 1 su bardağı su • 1 adet limon • 1 adet yeşil elma • 3 yemek kaşığı doğranmış maydonoz • Taze nane yaprakları
Yarım dilim ananas
Yapılışı
Tüm yeşillikleri blender’dan geçirdikten sonra suyu da ekleyip tekrar karıştırın. Sonrasında buzdolabında biraz bekletin. Dilerseniz bu güçlendirici içeceği ceviz ya da badem parçalarıyla birlikte de tüketebilirsiniz.
HASTALIKLARIN ARTMASIYLA BİRLİKTE DİRENCİMİZİ DİRİ TUTMAK İÇİN ZENCEFİL SHOT
Mideyi Rahatlatır ve Sindirime Yardımcı Olur.
Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirir.
Enfeksiyonla Savaşır.
Metabolizmanızı Hızlandırır.
24 gram soyulmuş taze zencefil kökünü 1/4 su bardağı (60 ml) taze sıkılmış limon suyuyla birleştirin. Yüksek hızda karıştırın. Karışımı ince bir süzgeçten geçirin ve suyunu ayırın. Her gün bu zencefil karışımından 30 ml alın ve kalanını buzdolabında hava geçirmez bir şişede saklayın. Sabahları tüketirseniz daha dinç olacaksınız.
Eklemek istedikleriniz?
Sonbahar bir sıcak bir soğuk havasıyla, dökülen yapraklarıyla hem doğa hem insan için bir geçiş mevsimi. İnsan vücudunun yazdan kışa geçerken hazırlandığı sonbahar aylarında yapılması gereken en önemli şey, hiç kuşkusuz öncelikle beslenme düzeninde değişikliğe gitmek olmalı. Özellikle ani hava değişimleri ve kapalı ortamlarda daha fazla bulunulması nedeniyle sonbahar, gribin ve nezlenin de çok sık görüldüğü bir mevsim. İşte bu önemli faktörlerden dolayı sonbaharda yeterli ve dengeli beslenmek çok önemli.
Hastalıklara yol açan virüslere karşı vücut direncimizi artırmanın basit ama etkili önlemlerinin başında ise balık ve meyve, sebze tüketim alışkanlığı geliyor.
Doğal yollardan besinlerden Seratonin Takviyesi Alabilirsiniz.
Kararan hava yüzünden kendinizi mutsuz hissediyorsanız muz, antep fıstığı, ceviz, fındık ve badem tüketin. Bunlar dolaylı olarak seratonin seviyenizi arttırıp mutlu hissetmenizi sağlayacak besinlerdir. Miktarına dikkat ederek ara öğünlerde tercih edebilirsiniz.
Comentarios